ATİNA

Yazıma geçmeden önce kısaca bahsetmek istediğim bir konu var. Maalesef şu anda hepimizin de bildiği gibi tüm dünyayı etkisi altına almış bir virüsle mücadele ediyoruz. Bu mücadelede hayatları pahasına sahada yer alan başta ağabeyim olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyorum. İYİ Kİ VARSINIZ… Mesajımızı verdikten sonra artık Atina’ya doğru gidiyoruz 🙂 Atina kentinin isminin nereden geldiği tam olarak bilinmiyor fakat mitolojiye göre Poseidon ile Athena arasında geçen bir yarışa dayandığı rivayet edilmekte. Her iki tanrı da şehrin koruyucu tanrısı olmak istemişler ve bunun için halka hediyeler sunmuşlar. Poseidon taze bir su kaynağı hediye ederken, Athena da barışı ve zenginliği sembolize eden bir zeytin ağacı hediye etmiş. Atina halkı ise bu zeytin ağacını benimseyip şehre tanrıça Athena’nın adını vermişler.

ULAŞIM:

İstanbul’dan 1 saat 20 dk süren bir uçuşun ardından Atina Elefterios Venizelos Havalimanı’na inmiş bulunuyoruz. İndikten sonra şehir merkezine ulaşabileceğiniz metro, otobüs ya da taksi gibi çeşitli ulaşım araçlarını tercih edebilirsiniz fakat daha ekonomik olması sebebiyle ben otobüsü tercih ettim. Havalimanından şehir merkezi olan Syntagma Meydanı’na otobüsle ulaşmak isterseniz havalimanındaki 4 ya da 5 numaralı çıkıştan çıkmalısınız ve kullanmanız gereken otobüsün numarası X95. Eğer ki havalimanından direkt olarak Pire’ye (burayı ayrı bir yazımda bahsedeceğim) gitmek isterseniz de kullanmanız gereken otobüsün numarası  X96 olacaktır. Biletlerinizi 4 numaralı çıkışın hemen önünde yer alan gişelerden alabilirsiniz. Biletinizi aldıktan sonra otobüslerin içindeki biletmatiklere okutmayı unutmamanızı önemle hatırlatmak isterim 🙂 Otobüslerin kalkış saatlerini de “athensairportbus.com” adresinden öğrenebilirsiniz ama aşağı yukarı 10-15 dk aralıklarla kalkıyor. Syntagma Meydanı’na ulaşmak için kullanacağınız otobüsle meydana ulaşma süreniz yaklaşık olarak 1 saat sürecektir ve bu yolculuğun ücreti ise 6 Euro’dur. İndirimli biletin ücreti ise 3 Euro fakat bu biletten faydalanabilmeniz için Yunanistan’da okuyan bir öğrenci olmanız gerekiyormuş maalesef 😦 Dileyen gezgin dostlarım için metro hakkında da bilgi vermek isterim. Havalimanından 1, 2 ya da 3 numaralı çıkıştan çıktıktan sonra bir üst geçit ile yolun hemen karşısındaki metro istasyonuna rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Ana merkez olan Syntagma durağına ulaşmak için M2 metrosunu (mavi hat) kullanmalısınız ve bu yolculuk da yaklaşık 40 dk sürmektedir. Biletmatiklerden dilerseniz 90 dakikalık, 24 saatlik ya da 3 günlük gibi biletler alabilirsiniz. Benim tavsiyem eğer metro kullanacaksanız 90 dakikalık biletlerden almanız çünkü Atina içinde gitmek isteyeceğiniz yerlerin çoğuna yürüyerek ulaşabilirsiniz. Bu biletin ücreti ise 10 Euro’dur. Taksi kullanmak isteyen dostlarım için de kısa bir bilgilendirme yapıp artık Atina’nın muhteşem atmosferine dalmaya hazırlanıyoruz. Havalimanından şehir merkezine taksi, gece ve gündüz tarifesi şeklinde olmaktadır, gündüz havalimanından şehir merkezine ulaşımın yaklaşık 43-45 Euro gibi bir ücreti olup gece ise 54-56 Euro gibi bir ücretle şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

ATİNA’DA GEZİLECEK YERLER:

1-AKROPOLİS:

Yalnız Atina değil, Yunanistan denilince akla gelen ilk yapı burası. Tarihte olası saldırılardan korunmak için şehrin en tepesine inşa edilmiş. Yunanca’da “yukarıda bulunan şehir” anlamına gelen Akropolis MÖ. 5.yy’dan günümüze kadar büyük ölçüde korunmaya çalışılmıştır. Demokrasinin doğuşu da aynı zamanda burada gerçekleşmiştir. Çünkü burası yerlilerin buluşma noktası olup şehrin geleceği hakkında alınacak olan kararlar için oylamanın gerçekleştiği bir nokta olmuştur. Tüm bunlar da demokrasinin doğmasına vesile olmuştur. Akropolis bulunduğu stratejik konum ile her yere hâkim olma özelliğini de sağlıyordu aynı zamanda. Bu özelliği ile hem dinî hem de askerî açıdan çok büyük önem taşımaktaydı. İçerisinde bulunan yapılardan ilki Akropolis’in anıtsal giriş kapısı olan MÖ. 437-432 yılları arasında Perikles tarafından ünlü Atinalı mimar Mnesikles’e yaptırılmış olan PROPYLON’dur. Bir diğer yapı Propylon’un güneybatı kısmında yer alan ve MÖ. 420 yıllarında yapılmış olup Zafer Tanrısı Nike’ye adanan NİKE TAPINAĞI’dır. Akropolis’in en göze çarpan diğer bir yapısı kuşkusuz PARTHENON, MÖ. 447-432 yılları arasında yapılmıştır. Antik Yunan’dan sonra Hristiyanlık zamanında kilise olarak, Osmanlı hâkimiyetinde ise cami olarak kullanılmıştır. Ayrıyeten cephanelik olarak da kullanılmış olan Parthenon 1687 Venedik kuşatması sırasında bombalanarak büyük bir hasara uğramış. Diğer bir yapı EREKHTLEİON’dan da bahsederek Akropolis gezimizi sonlandırıyoruz. Burası MÖ. 420 yıllarında yapılmış olup bulunduğu yer itibariyle Atina’nın en kutsal yeri olarak kabul ediliyormuş. Kutsal sayılma sebebi de yine bir efsaneye göre Athena ve Poseidon arasında bir yarış yapılıyor ve yarışın sonucuna göre kazanan şehrin koruyucusu sayılacak. Önce Poseidon asasını yere vuruyor ve vurduğu yerden su fışkırıyor fakat bu su sonra tuzlanıyor. Daha sonra Athena da asasını yere vuruyor ve vurduğu yerde anında bir zeytin ağacı çıkıyor. Halk bu zeytin ağacını benimseyip şehri Athena’ya adıyor. Bu efsanedeki zeytin ağacını temsilen aynı yerde bir zeytin ağacı da duruyor bu arada. Unutmadan Akropolis’te Dionyssos Tiyatrosu, Odeon of Herodes Atticus görmeniz gereken diğer yapılardandır. Akropolis’e Syntagma Meydanı’ndan 10 dakikalık bir yürüyüş ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Ayrıca bu muhteşem yerden gün batımını izlemenizi mutlaka tavsiye ederim.

Giriş Ücreti: 20 EURO

2-AKROPOLİS MÜZESİ:

Akropolis Antik Kenti’nin girişinde bulunan bu müze Akropolis’ten çıkarılan eserlerin birçoğunun sergilendiği inanılmaz modern bir müze olma özelliği taşıyor bana göre. Müzede bulunan eserlerin hepsi toplamda 3 katta sergileniyor. Müze zemininin saydam bir şekilde yapılması sayesinde alt kattaki eserleri de rahatlıkla görebiliyorsunuz. İlk katında yer alan eserler, Akropolis’in yamacından çıkarılmış olup âdeta buraya tırmanıyormuş hissi uyandıran dik koridorlardan oluşuyor. Koridoru tırmandığınızda ise Nike Tapınağı ve Erectheion Tapınağı’ndan çıkarılan eserleri görebiliyorsunuz. Müzenin 2. ve 3. katları arasında ise bir Yunan restaurantı ve müze mağazası bulunuyor. En üst kat ise belki de bu müzenin en görülmeye değer yeri olma özelliği taşıyor bana göre. Sadece Parthenon için ayrılmış olan bu katta resimler, heykeller ve Parthenon’un tarihini konu alan bir video gösteriliyor.

Giriş Ücreti: Tam 5 Euro, Öğrenci 3 Euro

3-PLAKA:

Atina’nın görsel bir şölen sunan bölgesi Plaka. Benim Atina’da kesinlikle en beğendiğim yerdi. Upuzun daracık sokakların arasında kafelerin, tavernaların, antika dükkânlarının yer aldığı; evlerin camlarındaki çiçeklerin âdeta bir renk cümbüşü oluşturduğu bu bölgenin yukarısında yer alan Anafiotika bölgesi ise bembeyaz evlerin yer aldığı, sokaklarında âdeta bir grafiti sergisine gelmişçesine dolaşıp daracık merdivenleri tırmanarak evlerin arasında kaybolmaktan inanılmaz zevk alacağınız bir bölge olacak burası. Evlerin arasındaki merdivenlerden en tepeye tırmandığınızda muhteşem bir Atina manzarası ile karşı karşıyasınız artık. Manzaranın tadını çıkarmaya bakın…

4-PARLAMENTO BİNASI:

Şehrin tam kalbinde Syntagma Meydanı’nda yer alan bu yapı Yunanistan için önemli ve tarihî kararların alındığı stratejik bir yerdir. Binanın önünde bulunan Bilinmeyen Asker Anıtı’nın önünde Evzon askerleri 7/24 nöbet tutmaktadır. Evzon askerlerinin kıyafetleri ise oldukça ilginçtir: siyah püsküllü fes, pilili etek, siyah ponponlu kırmızı deri ayakkabı. Bu askerlerin nöbet değişimleri ise turistler tarafından yoğun ilgi görüyor.

5-SYNTAGMA MEYDANI:

Şehrin kalbinin attığı asıl meydandır burası. Bir nevi Ankara’nın Kızılay’ı… Parlamento Binası, Milli Park gibi yerlerin bulunduğu bu meydandan Atina’da gezilebilecek her yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Akşamları meydanın tam ortasında yer alan parkın merdivenlerine oturmuş biralarını, şaraplarını yudumlayan insanları görebilirsiniz. Meydandan batı yönüne doğru gidecek olursanız eğer meşhur Ermou Caddesi’ne ulaşabilirsiniz.

6-MONASTİRAKİ MEYDANI:

Syntagma Meydanı ile birlikte Atina’nın bir diğer ünlü meydanıdır. Syntagma Meydanı kadar hareketli olmasa da bulunduğu yer itibariyle Akropolis, Plaka gibi yerlere yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Meydanda bulunan meşhur Athens Flea Market (bit pazarı) gezebileceğiniz lokasyonlardan birisidir. Çok çeşit olması sebebiyle alınabilecek çoğu şeyi buradan alabilirsiniz. Meraklıları ve benim gibi koleksiyon yapmayı sevenler için de Hard Rock Cafe de bu meydanda bulunuyor. Meydanda ayrıca Osmanlı döneminde yapılmış olan Mustafa Ağa Tzistarakis Camii’ni görebilirsiniz. Bu camii, 1759’da Osmanlı’nın Atina valisi Cizderiyeli Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Şu anda camii olarak değil, müze olarak hizmet veriyor burası.

7-PANATHİNAİKO STADYUMU:

Bu stat modern olimpiyatlara ev sahipliği yapan ilk stadyum olmasının yanı sıra, dünyada tamamı beyaz mermerden yapılmış tek ve en eski stadyum olarak tarihte yerini almış. Bu stadyum aynı zamanda günümüzdeki VIP ya da Şeref Tribünü kavramının da doğmasına vesile olmuştur. Stadyumdaki tüm oturma yerlerinden farklı iki oturma yeri bulunuyor, elbette bu iki yer de kral ve kraliçeye aitmiş. İçeri girdiğinizde dilerseniz sahayı da kullanabiliyorsunuz 🙂

8-ULUSAL ARKEOLOJİ MÜZESİ:

Panathinaiko Stadyumu’na 5 dk yürüme mesafesinde olan bu müze oldukça büyük ve gösterişli bir müze. Yunanistan’ın en büyük arkeoloji müzesi olmakla birlikte dünyanın da en büyük antika müzelerinden birisidir. Müzenin içini gezmek yaklaşık 3.5 – 4 saat sürüyormuş. Müzeye ben girmediğim için içerisi hakkında sizlere çok detaylı bir bilgi veremeyeceğim maalesef ama tarih öncesi Yunan Uygarlığı’ndan Geç Antik Çağ’a kadar kapsamlı bir izlenim elde edebiliyormuşsunuz burada 🙂

9-MİLLİ PARK:

Syntagma Meydanı’nda Parlamento Binası’nın hemen yanında bulunan bu devasa park sizi bir anda şehir yaşamından uzaklaştırıyor. Şehrin tam kalbinde böylesine büyük bir yeri görünce şaşkınlığımı gizleyemedim açıkçası. İçerisinde hayvanat bahçesi, botanik bahçesi, tarihî eser kalıntıları, Solomos, Dionysios gibi yazarların heykelleri gibi birçok şeyi görebilmeniz mümkün. Atina’da yoruldukça ya da insanlardan bunaldıkça kaçtığım bir lokasyon oldu burası benim için. Ayrıca parkın içinden yürüyerek Panathinaiko Stadyumu ve Ulusal Arkeoloji Müzesi’ne ulaşabilirsiniz. Atina’ya yolunuz düşerse mutlaka uğramanızı tavsiye ediyorum.

10-ERMOU CADDESİ:

Syntagma Meydanı’nda sırtınızı Parlamento Binası’na verip karşı tarafa doğru yürüdüğünüzde 5 dakika içinde ulaşabiliyorsunuz bu meşhur caddeye. Atina’nın İstiklal’i kısaca. Sağlı sollu mağazalar (H&M mağazasının binasını mutlaka görün derim), ara sokaklarında kafeler, restaurantlar sizi kendine çekiyor. Özellikle Mikel’de bir kahve içmenizi tavsiye ediyorum. Yavaş yavaş yürüyerek caddenin keyfini çıkarmaya bakın derim. Caddenin sonuna kadar yürüdüğünüzde ise Monastiraki Meydanı’na ulaşabilirsiniz.

11-LYCABETTUS TEPESİ:

Açıkçası ne ile karşılaşacağımı hiç bilmeden gittim Lycabettus’a. Buraya ulaşmanız için de önce metro, sonrasında da dağın en üst kısmına çıkmak için bir raylı sistem bulunuyor. Fakat ben bir çılgınlık yapıp önce kaldığım hostelden Kolonaki Bölgesi’ne yürüyüp ardından da ormanın içinden dağa tırmandım. Dağa kesinlikle tırmanmanızı tavsiye ediyorum. Yanınıza suyunuzu almayı ve düz taban bir ayakkabı giymeyi de unutmayın. En tepeye ulaştığınızda ise eşsiz bir manzara bekliyor olacak sizi. Buradan sadece Atina’yı değil Pire şehrini, kuzeydeki Parnes Dağı’nı bile görebiliyorsunuz 🙂

12-ATHENS FLEA MARKET (BİT PAZARI):

Monastiraki Meydanı’nda metro istasyonunun hemen yanında yer alıyor girişi. İçeride aklınıza gelebilecek her şeyi uygun fiyata bulabilirsiniz. Yaptığınız bir koleksiyon varsa buradan temin edebilirsiniz. Ben magnet koleksiyonuma eklediğim Atina magnetini buradan almıştım. Yalnız insan popülasyonu aşırı kalabalık olduğu için çantalarınıza çok dikkat edin. Pazarın sonunda sol tarafta ise (adını şu an tam olarak hatırlamıyorum ama) bir kafe vardı. Buradan mutlaka bir portakal suyu içmenizi tavsiye ederim. Çok orijinal bir tadı vardı çünkü 🙂

13-LİTTLE KOOK CAKE SHOP:

Atina’da mutlaka gezilip görülmesi gereken bir tematik kafe burası. İki katlı bu şirin kafe ve hemen önünde uzayıp giden sokağın yarısı aynı bir şenlik havası edası ile dekore edilmiş.Basit bir dekor değil bahsettiğim, menülerden çalışanların kıyafetlerine, lambalardan en ufak detaylara kadar aynı temaya ait. Bu tema her zaman sabit değilmiş. Örneğin Noel, Halloween, Paskalya gibi dönemlerde değişiyormuş. Buraya mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum. Oldukça değişik bir konsept çünkü 🙂

ATİNA KALINACAK YERLER:

Diğer şehirlerde de olduğu gibi Atina’da da konaklama için tercihim hostelden yana oldu. Havalimanından bindiğim otobüsle ulaştığım şehrin merkezi olan Syntagma Meydanı’na yürüme mesafesi 10 dk olan Athens Backpackers Hostel’de kaldım. Hem konum olarak hem de tesis olarak çok memnun kaldığım bir yer oldu.

BİR SONRAKİ SEYAHATTE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE DOSTLARIM, ESEN KALIN 🙂

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s