Mutluluk kelimesi… İçinden sayısız şeyler türetebileceğimiz kısacık ama bir o kadar da tatlı bir kelime. Birçoğumuz şu an bunu okurken bile türetti aslında değil mi ? AŞK, PARA, SAĞLIK, HUZUR, REFAH ve daha yüzlercesi. İşte Kopenhag bunların hepsini tek bir çatı altında birleştiren İskandinavya’nın rengarenk bir diğer harika şehri. Danimarka’nın başkenti diyoruz buraya aslında ama burası mutluluğun başkenti. Fena bir giriş olmadı gibi ne dersiniz ? 😀 Devam ediyoruz hemen !! Kopenhag’da şehir merkezine ulaşır ulaşmaz dikkatimi çeken ilk şey bisikletler oldu. İnanılmaz bir bisiklet kullanımı yaygın burada. Aslında bu unvanın Kopenhag’ı görene kadar Amsterdam’da olduğunu sanıyordum lakin Kopenhag işleri çok değiştirdi 🙂 Oslo yazımda Big Mac endeksinden bahsetmiştim. Norveç kadar olmasa da Danimarka da Big Mac hamburgerin pahalı olduğu bir ülke. Dolayısıyla ülkenin fiyat düzeyini de aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz. Hemen yeri gelmişken söyleyeyim su fiyatları Oslo’nun yanından bile geçmez 😀 2 lt su 4,5 DKK yani yaklaşık olarak 4 lira. Dolayısıyla bütçenizi bir tık daha rahat harcayabilirsiniz fakat şunu belirteyim: Ucuz demiyorum asla aksine pahalı ama bir Oslo değil… 🙂
ULAŞIM:
ULAŞIM:
İstanbul’dan 3,5 saat süren bir uçuşun ardından Kopenhag Havalimanı’na iniyoruz. Pasaport kontrolünden ve polislerin yoğun sorularını atlattıktan sonra ( 😀 ) şehir merkezine ulaşmak için metroya doğru gidiyoruz. (Metro diyorum ama vatmanı falan yok bu arada 😀 ) Kopenhag Havalimanı’nda 3 farklı terminal binası bulunuyor. Biz Terminal 2’ye iniyoruz. Fakat şehir merkezine giden otobüs, metro gibi ulaşım araçları Terminal 3’ten kalkıyor. Bunun için Terminal 3’e doğru hareket ediyoruz. Havalimanı içinde kısa bir süre yürüdükten sonra karşınıza çıkan yürüyen merdivenlerden üst kata çıktığınızda Terminal 3’e ulaşmış oluyorsunuz. Metro biletini hemen Terminal 3 girişinde bulunan bilet makinalarından alabilirsiniz. Şehir merkezine ulaşmak için Nørreport ya da Kongens Nytorv duraklarında inebilirsiniz. Ben hostelimin konumu gereği Kongens Nytorv’da indim. Yaklaşık olarak 20 dakika süren bu yolculuğunuzun ücreti ise 36 DKK. Unutmadan söyleyeyim Kopenhag’da iki farkı metro hattı bulunuyor fakat havalimanından bineceğiniz için endişelenmenize gerek yok çünkü burada tek hat var ama şehir merkezinden havalimanına gelirken dikkatli olun, çünkü kullanmanız gereken metro hattı M2 (Sarı Hat) olacaktır.
KOPENHAG GEZİLECEK YERLER:
1-NYHAVN KANALI
Bir zamanlar ticari liman olarak kullanılmış fakat şu an tur teknelerinin kalkış yaptığı önemli noktalardan birisi haline gelmiş burası. Birbirinden renkli evlerin bulunduğu bu yerde evlerin üzerlerinde yazan numaralara dikkatlice bakınız, bu evlerden 20 numaralı ev dünyaca ünlü masal yazarı Hans Christian Andersen’in yaşadığı ev çünkü. Andersen 20 numaralı ev dışında kısa süreliğine 67 ve 18 numaralı evlerde de bulunmuş. Fotoğraf çekinmek isteyenler için çok güzel bir lokasyon olduğunu düşünüyorum. Ayrıca burada bulunan köprü üzerindeki sayamayacağınız kadar fazla olan asma kilitler de buraya ayrı bir hava katmış. Burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz 🙂
2-TİVOLİ BAHÇELERİ
Andersen ve Walt Disney tarafından defalarca ziyaret edilmiş olup eşsiz bir mimarisi olan, içerisinde adeta heyecandan yerinizde duramayıp çocukluğunuza gideceğiniz bir lunapark bulunuyormuş. ‘’Bulunuyormuş’’ diyorum çünkü kış aylarında maalesef kapalı oluyormuş, dolayısıyla giremedim 😦 ama içeride değişik tiyatrolar, oyunlar olduğunu da belirteyim. Eğer ki bunlara gitmeyi düşünürseniz bunlar için kapılarını açıyorlar 🙂 Kış aylarında gitmezseniz içeriye girmek için ödemeniz gereken ücret ise 120 DKK.
3-RUNDETAARN (ROUND TOWER)
Avrupa’nın en eski gözlemevi unvanına sahip bu yapı Danimarka Kralı IV. Christian ‘ın emri ile 17.yüzyılda inşa edilmiş. En tepesine tırmandığınızda harika bir Kopenhag manzarası ve astronomi ile ilgili ufak bir sürpriz sizleri bekliyor olacak. 🙂 Benim gibi yükseklik korkusu olanlar için belirteyim içeride en tepeye kadar çok geniş bir sarmal yol var. En tepede ise her taraf demirlerle çevrilmiş durumda. O yüzden rahatlıkla çıkabilirsiniz. Günümüzde gözlemevi olarak kullanılmıyor fakat meraklılarına ve burayı ziyarete gelen turistlerin kullanımına açıkmış. İçeriye giriş ücreti ise 25 DKK. Burayı mutlaka ama mutlaka ziyaret etmelisiniz 🙂
4-ROSENBORG CASTLE
Kral IV. Christian tarafından 17.yüzyılda inşa ettirilmiş bir başka harika yapı da burası. Yapının inanılmaz güzellikteki bahçesinde yürüdükten sonra etrafı sularla çevrili bu kaleye küçük bir asma köprü ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Kale içerisine girerseniz eğer kralın özel çalışma odasını, banyosunu, kraliyet ailesinin mücevherleri gibi birçok değerli eşyalarını görme fırsatı bulabilirsiniz. Ayrıca kale içerisinde dünyanın en güzel Venedik cam koleksiyonu da sergileniyor. Eğer burayı görmek isterseniz içeriye giriş ücreti tam 120 DKK, öğrenci 85 DKK.
5-AMALİENBORG SARAYI
1750’li yıllarda Mimar Nicolai Eigtved tarafından tasarlanmış bu yapı 4 farklı binadan oluşuyor ve bu binaların hepsi aynı meydana bakıyor. 1794’te Christiansborg Sarayı’nda çıkan yangın neticesinde kraliyet ailesi buraya taşınmış ve günümüzde de hala burada oturmaya devam ediyor. Kış aylarında kapalı olan bu sarayı yaz aylarında dilerseniz gezebilirsiniz. Unutmadan söyleyeyim saat 12’de muhafızların nöbet değişim törenlerine denk gelmeye çalışın çünkü oldukça ilginç görüntülere sahne oluyor 🙂 Mutlaka ziyaret etmelisiniz.
6-STRØGET CADDESİ
Bana göre Kopenhag’ın Taksim’i bu meşhur cadde.
Belediye Sarayı ile Charlottenburg Akademisi’nin bulunduğu meydanı birbirine bağlıyor. 1,1 km uzunluğunda yaya yoluna sahip bu cadde aynı zamanda Avrupa’nın en uzun yaya yolu olma özelliğine de sahip. Sağlı sollu mağazalar, kafeler, barlar, caddeyi oldukça popüler hale getirmiş durumda. Böyle diyorum ama akşam 6-7 den sonra böylesine bir caddeden geçen insanları da sayabilecek hale gelebilirsiniz. Çünkü çoğu yer erkenden kapanıyor ve dolayısıyla da pek fazla insanla karşılaşamayabiliyorsunuz 🙂 Bu değişik yeri mutlaka ziyaret etmelisiniz.
7-KÜÇÜK DENİZ KIZI HEYKELİ
Kopenhag gezimdeki bir diğer nokta olan bu eser 1913 yılında Edward Eriksen tarafından bronz ve granit malzemeleri kullanılarak yaratılmış. Heykel Andersen masalında sahnelenen bir bale gösteriminden etkilenilmesi sonucu bira imalatçısı Carl Jacopsen tarafından yapılmaya başlanmış. Heykelin yapım aşamasında poz vermesi için balet Ellen Price ikna edilemeyince Edward Eriksen eşi Eline Eriksen’den yardım almak zorunda kalmış. Buraya kadar işin objektif kısmıydı fakat şimdi subjektif olursak şehir merkezinden oldukça uzak bir konumda olan ve anlatıldığı kadar da şaşalı olmayan bir heykeldi bana göre. Dolayısıyla beklentimin biraz altında kaldı. Fakat yine de önemli bir eser olduğunu unutmayarak saygısızlık etmeyelim. Zamanınız olursa uğrayabilirsiniz 🙂
8-CHRİSTİANİA BÖLGESİ
Bana göre Kopenhag’daki en ilginç lokasyondu burası. 1971 yılında bir grup sanatçı ve aktivistin mevcut yönetimi ve düzeni protesto ederek yerleşmeleri sonucu oluşan bir bölge. 2012 yılında özgür şehir statüsü verilmiş bu bölgeye gelenleri ‘’Avrupa Birliği Toprakları Dışı ’’ yazısı karşılıyor. Sigara ve gram esrar satışının devam ettiği bu bölgenin içinde fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Gizli bir şekilde çekip yakalanırsanız bu bölgede yaşayanlardan çok ciddi tepki alabilir ve sorun yaşayabilirsiniz. Bu yüzden dikkatli olmakta fayda var 🙂 İçerideki her duvarda çok ilginç ve anlamları olan bir sürü graffiti görebilir, aynı zamanda sanat galerilerini de gezebilirsiniz. Karnınızın acıktığını hissederseniz de Spiseloppen’de yemek yiyebilirsiniz. Bana göre ilk görülmesi gereken yerlerden biri olduğu için uğrayın derim 🙂
9-THE NATİONAL GALLERY OF DENMARK
İtalyan Rönesans tarzında inşa edilmiş muhteşem binasıyla içinde ne olduğunu bilmeseniz bile adeta size gel diye bağırıyor burası 🙂 Danimarkalı sanatçılar tarafından yapılmış eserler ve bu eserlerin bir araya getirilip muhafaza edilmesi amacıyla 1896 yılında yapılmış bu görkemli bina. İçerisinde 10 binden fazla heykel ve 25 binin üzerinde tablo bulunan bu galeriye giriş ücreti 120 DKK. Sanat aşığı birisi olmasanız bile en azından bu binayı görebilmek için bir uğrayın derim 🙂
KOPENHAG ‘DA YEME-İÇME:
1-SMØRREBRØD
Kopenhag’da hemen hemen her yerde bulabileceğiniz bir yiyecek bu aslında. Rye Bread (çavdar ekmeği) üzerine peynir, balık, et vb. şeyler ve çeşitli garnitürler konularak yapılan bir atıştırmalık. Fena değildi bence, deneyebilirsiniz 🙂
2-DANİSH BLUE CHEESE
Blue kelimesinden de anlayacağınız üzeri hafif mavi damarlı ve inanılmaz ağır kokusu olan bir peynir. Bütün bunların sebebi biraz küflü olmasından fakat benim çok hoşuma gitti ve özellikle Smørrebrød ile denerseniz çok da güzel gidiyor. Mutlaka tatmalısınız diyorum 🙂
3-BİRA VE ŞARAP
Dünyaca meşhur bira markaları Carlsberg ve Tuborg’un anavatanı Danimarka. Bence çok aşırı bir fark yok Türkiye’dekilerden ama Kopenhag’da özellikle kendi birasını yapan çok fazla yer var. Tappariet Brus benim en çok hoşuma giden oldu. Buralarda özellikle Mikkeller’in çeşitlerini denemenizi tavsiye ediyorum 🙂 Şarap tadımı yapamadığım için bu konu hakkında diyebileceğim pek bir şey yok ama Malbeck isimli şarap evinin fena olmadığını okumuştum lakin gidip görmediğim için de bir şey de diyemiyorum 😦
NOT: Bu notu araya koymak istedim çünkü oldukça pahalı bir şehirden bahsediyoruz. Market alışverişlerinizi ‘’Netto’’ denilen marketten yapabilirsiniz çünkü gözlemleyebildiğim kadarıyla en ucuz market burasıydı ve birçok da şubesi vardı 🙂
KOPENHAG KALINACAK YERLER:
Yine yeni yeniden 😀 geleneğimi bozmayarak Kopenhag’da da hostelde kaldım. Havalimanından metroya binip Kongens Nytorv durağında indiğinizde buraya yürüme mesafesi 3-4 dakika kadar olan Generator Copenhagen Hostel’de kaldım. Konumu ve kalitesiyle de oldukça memnun kaldığım bir hostel oldu burası 🙂
BİR SONRAKİ SEYAHATTE GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE, KEYİFLİ BİR HAFTA GEÇİRMENİZİ TEMENNİ EDİYORUM DOSTLARIM 🙂
Gezgindent 